17 Aralık 2018 Pazartesi

Bir Amerikan rüyası ve Dünya Klasiği; Muhteşem Gatsby



Haftaya güzel bir klasik ile başlayalım istedim; Gatsby'nin muhteşem ama bir o kadar da hüzünlü hikayesine hazır mısınız?

Kitap Adı: Muhteşem Gatsby


Bu güzel kitabın bir filmi de var ama henüz izleyebilmiş değilim, Leonarda Di Caprio'nun oynadığı 2013 yapımı film imdb'de 7.3 almış. Gelelim kitap versiyonuna; fakir oğlan Gatsby'nin kendini yeniden var etmiş halini görüyoruz kitabın tamamında. Coşkuları, o bol parıltılı, zevk dolu hayatları ile tam bir Amerikan rüyası anlatılmış. Son derece akıcı bir dille ve harika tasvirleri ile direk gözünüzde canlanıveriyor Gatsby'nin evinde yapılan müthiş renkli partiler. Kitabı okurken her an Jordan'ın o ukala bakışları ile karşılaşacağınızı hissediyorsunuz veya Gatsby pencere önünde beklerken onu acıyan gözlerle izliyorsunuz. Zaten klasikleri klasik yapan onların bu denli zihnimizde canlanmaları değil midir? Kitabın içine girip onların mutluluğu ile sevinir, hüzünleri  ile ağlar halde buluruz kendimizi, dönemi net olarak inceleyebiliriz. Tam bir klasik "Muhteşem Gatsby" de..

1920'lerin şaşaasında, Gatsby'nin muhteşem partilerini duymayan kalmamıştır. Çoğu kendisini birebir tanımaz bile, ancak kapısı tüm eğlence düşkünlerine açıktır. Arkasında yatan tek sebep ise takıntı boyutunda aşık olduğu Daisy'ye, fakir bir adam olmadığını, ona layık ve sevgisini hak eden birine dönüştüğünü göstermek içindir. 5 yıl önce fakir bir gençkken gittiği askerlik döneminde, uzaktan ilişkilerini yönetmeye çalışmışlar ancak Daisy'nin hızla, "herkes için uygun!" bulunan bir adamla evlenme arzusu onları ayırmıştır. Daisy evlenmiş, çocuğu ve onu aldatan kocası ile sıradan bir hayat sürmeye başlamıştır. Yıllarca onu tekrar kazanacağı anın geleceğini hayal eden ve bunun için tüm planlarını ince eleyip sık dokuyan Gatsby, aslında gerçek aşkının onun düşlediği gibi biri olmadığını farketse de görmemezlikten gelecek ve bambaşka olayların suçlusu bulunarak, saçma bir intikam olayının ortasında öldürülecektir. Cenazesinde, o yüzlerce kişinin katıldığı partilerden ona vedaya gelebilen sadece tek kişi olacaktır.

Okuduğunuzda takıntıların hayatınıza etkisini net bir şekilde görebileceksiniz ve ayrıca insanın istediğinde neleri başarabileceğini de...
Kitabın sonunda şu söz dönüp durdu aklımda, sizlerle de paylaşmak istedim;
"İnsan kendisini hiç bir zaman başkasının insafına bırakmamalı"

Hepinize nefis bir hafta diliyorum,

Sevgiler,
Ece


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder