27 Mart 2019 Çarşamba

Hastalıkların Zihinsel Sebepleri ve Çözümler


Herkese merhabalar,


Kitap Adı: Tüm Hastalıkların Zihinsel Nedenleri
Yazarı: Louise L. Hay
Akaşa Yayınları

Karşılaştığımız tüm hastalıkların psikolojik bir sebebi olduğuna inanıyor yazarımız Louise Lay ve diyor ki düşünce kalıplarımızla hastalıklarımızı kendimiz yaratıyoruz.
Eğer "bırakma" ve "bağışlama" konularında zihinsel çalışmalar yapmaya hazırsak her türlü hastalığı yenebileceğimize gayet emin.

Ben böyleyim, böyle gelmiş böyle gider gibi kalıplaşmış ve insanı mutsuz/negatif duygulara sürükleyecek düşünce kalıpları yerine ben şuan, burada, gayet güçlüyüm yönlendirmesi ile zihnimizi kontrol edebiliriz. Aynı düşünceyi gün içinde 3 kezden fazla aklımızdan geçiriyorsak bunun artık bizde yerleşmiş bir kalıp olduğunu söyleyebiliriz. Bu söz ve düşünceleri değiştirmeye çalıştıkça hayatınızın nasıl değiştiğine inanamayacaksınız diyor yazarımız.

Çektiğiniz ağrıların sebebini bir bilseniz! değil mi? İşte avucunuzun içerisine bırakıyor yazar bu kitapla, her bir rahatsızlığımız bir ihtiyacımız sonucunda oluşuyor. Bu ihtiyaçtan kurtulmaya istekli isek, çözüm bizlere çok yakın.
En büyük sebepler için ise; ELEŞTİRME, KIZGINLIK, İÇERLEME ve SUÇLULUK diyor.

Şimdi size kitaptan bir kaç tane en sık görülen hastalık, sebebi ve nasıl atlatabilirizin cevabını vermek istiyorum. Uyguladığımda gerçekten faydasını gördüm, kesinlikle tavsiye ediyorum. Okuduğunuzda sebepleri "Aaa, gerçekten bu nedenle olabilir!" diye çok şaşıracağınıza eminim...

Akne (ergenlik sivilcesi)
Sebebi: Kendini kabullenememe. Kendinden hoşlanmama.
Nasıl atlatırım; Ben hayatın Tanrısal bir ifadesiyim. Kendimi olduğum gibi seviyor ve kabulleniyorum diyerek.

Aşırı kiloluluk
Sebebi: Hayattan korkma. İncinme, aşağılanma, eleştiri veya cinsellikten korunma ihtiyacı duyma. Duygulardan kaçma. Güvensizlik, kendini reddetme. Doyum arama.
Nasıl atlatırım: Duygularımla barış halindeyim.Olduğum yerde güvenlik içindeyim. Kendi güvenliğimi kendim yaratıyorum.Kendimi seviyor ve onaylıyorum. Diyerek

Baş Ağrıları
Sebebi: Kendini muteber görmeme. Kendini eleştirme. Korku.
Nasıl atlatırım: Kendimi seviyor ve onaylıyorum.Kendimi ve yaptıklarımı sevgi gözleriyle görüyorum. Emin ellerdeyim.diyerek

Boyun tutulması:
Sebebi: Kararından dönmez, boyun eğmez bir inatçılık.
Nasıl atlatırım: Başka bakış açılarını da görmek yararlı ve güvenli (tehlikesiz) bir şey. Diyerek

Dişeti sorunları
Sebebi: Verdiği kararları sürdürememe, kararsızlık
Nasıl atlatırım: Ben kararlı bir insanım. Verdiğim kararları sürdürüp tamamlıyor ve kendimi sevgiyle destekliyorum diyerek

Fıtık
Sebebi: Kopmuş, uyumu bozulmuş ilişkiler. Gerilme, zora gelme, sorumluluklar, yanlış yaratıcı ifade.
Nasıl atlatırım: Zihnim hafif ve uyumlu. Kendimi seviyor ve onaylıyorum. Kendim olmakta özgürüm.diyerek

Miyopluk
Sebebi: Gelecekten korkma. Önünde olana güvenmeme.
Nasıl atlatırım: Tanrısal rehberliği kabul ediyorum.Yaşam sürecine güveniyorum..Ben daima emin ellerdeyim diyerek

İshal
Sebebi: Korku. Reddetme. Kaçış.
Nasıl atlatırım: Benim içime alışım, özümsemem ve dışarı çıkarışım kusursuz bir düzen içinde işler. Hayatla barış halindeyim.diyerek


Kalp Rahatsızlıkları
Sebebi: Sevgi ve güvenlik merkezini temsil eder.
Nasıl atlatırım: Kalbim sevgi ritminde vuruyor.diyerek


Kolestrol
Sebebi: Mutluluk kanallarını tıkama. Mutluluğu kabullenmekten korkma
Nasıl atlatırım: Hayatı sevmeyi seçiyorum. Mutluluk kanallarım sonuna kadar açık. Almak iyi ve güvenli (tehlikesiz) bir şeydir.diyerek

Menopoz
Sebebi: Artık arzu edilen biri olamama endişesi. Yaşlanma korkusu. Kendini reddetme. Kendini yeterince iyi, hoş hissetmeme.
Nasıl atlatırım: Tüm yaş dönemi değişiklikleri sırasında dengeli ve huzurluyum ve bedenimi sevgiyle kutsuyorum.diyerek

Öksürük
Sebebi: Dünyaya bağırma arzusu: "Beni görün! Beni dinleyin!"
Nasıl atlatırım: Ben en olumlu biçimde önemseniyor ve takdir ediliyorum. Seviliyorum.diyerek

Sırt Rahatsızlıkları
Sebebi: Hayatın desteğini temsil eder.
Nasıl atlatırım: Hayatın beni her zaman desteklediğini biliyorum.diyerek

Şişmanlık (Kalçalar)
Sebebi: Ana babaya duyulan inatçı öfke birikimleri.
Nasıl atlatırım: Geçmişi bağışlamaya hazırım. Ana babamın sınırlamalarının ötesine geçmem iyi ve güvenli (tehlikesiz) bir şey.diyerek

Tırnak yeme
Sebebi: Düş kırıklığı. Kendini yiyip durma. Genelde anne ya da babanın inadına yapılır.
Nasıl atlatırım: Büyümem iyi ve güvenli (tehlikesiz) bir şey. Artık kendi hayatımı sevinçle ve kolaylıkla yönetiyorum.diyerek

Uykusuzluk
Sebebi: Korku. Yaşam sürecine güvenmeme. Suçluluk duygusu
Nasıl atlatırım: Günü sevgiyle geride bırakıyorum ve yarının kendi başının çaresine bakacağını bilerek huzur dolu bir uykuya dalıyorum diyerek



Yazar diyor ki;


1. Zihinsel nedeni arayıp bulun. Bu nedenin sizin için doğru olup olamayacağını değerlendirin. Eğer değilse, sessiz bir köşeye çekilip kendi kendinize, "Bu rahatsızlığı benim hangi düşüncelerim yaratmış olabilir?" diye sorun.
2. Yüksek sesle şöyle tekrarlayın: "Bu rahatsızlığı yaratan düşünce kalıbını bilincimden çıkarıp atmaya hazırım."
3. Yeni düşünce modelini birkaç kez tekrarlayın.
4. İyileşme sürecinin başladığını güvenle kabul edin.


Son olarak sevgi tedavisi ve meditasyonu ile kapanışı yapıyorum;

SEVGİ TEDAVİSİ
İçimin derinliklerinde, varlığımın merkezinde tükenmez bir sevgi kaynağı var. Artık bu sevginin yüzeye çıkmasına izin veriyorum. O yüreğimi, bedenimi, zihnimi, bilincimi, tüm varlığımı dolduruyor, benden çıkarak her yöne yayılıyor ve çoğalmış  olarak bana geri dönüyor. Ne kadar çok sevgi verirsem, o kadar çok verebilecek bolluğa kavuşuyorum, çünkü sonsuz bir kaynağa sahibim. Sevgiyi yaşama ve verme benim KENDİMİ İYİ HİSSETMEMİ sağlıyor, o benim içsel mutluluğumun bir  ifadesidir. Kendimi seviyorum; bundan dolayı da bedenime sevgiyle bakıyorum. Onu yararlı yiyecek ve içeceklerle besliyorum, onu sevgiyle giydirip kuşatıyorum ve bedenim de bana fışkıran canlılıkta bir sağlık ve enerjiyle, sevgiyle karşılık veriyor. Kendimi seviyorum; bundan dolayı da tüm ihtiyaçlarımı karşılayan ve içinde yaşamaktan zevk aldığım, rahat bir evde oturuyorum. Odaları sevgi titreşimleriyle dolduruyorum ki -ben de dahil olmak üzere- içeri giren herkes bu sevgiyi hissetsin ve onunla beslensin. Kendimi seviyorum; bu yüzden, yapmaktan gerçekten zevk aldığım, yaratıcı yeteneklerimi kullanabildiğim, sevdiğim ve beni seven insanlarla birlikte çalıştığım, insanlar için yararlı bir şeyler yapabildiğim ve karşılığında iyi bir gelir
elde ettiğim bir işte çalışıyorum. Kendimi seviyorum; bunun için de insanlara karşı sevecen davranıyor ve onlar hakkında da öyle düşünüyorum; çünkü verdiklerimin çoğalarak bana geri döneceklerini biliyorum. Hayatıma yalnızca sevecen insanları
çekiyorum, çünkü onlar benim varlığımın aynasıdırlar. Kendimi seviyorum; bu yüzden de geçmişi ve tüm geçmiş deneyimleri bağışlıyor ve onları geride bırakıyorum; artık özgürüm. Kendimi seviyorum, bundan dolayı da bütünüyle şimdi'de  yaşıyorum. Geleceğimin parlak, mutlu ve güvenli olduğunu bilerek her anı iyi yaşıyorum; çünkü ben evrenin sevgili çocuğuyum ve evren şimdi ve sonsuza dek bana sevgiyle bakacak, beni koruyacaktır. Sizi seviyorum.


Sevgiler,
Ece

18 Mart 2019 Pazartesi

Gör Beni -İki Devrin Hikayesi



Kitap Adı: Gör Beni
Yazar: Akilah Azra Kohen
Everest Yayınları

Kitabı okurken çok fazla duygu ile buluşuyorsunuz; ben de en çok şaşkınlık ve kendi kendime duyduğum hayal kırıklığı hüküm sürdü. Sonrasında ise "aşk"ı izlemenin o güzel büyülü ve keyifli hissiyatını yaşadım. Şaşkınlık var çünkü; çoğumuz üniversite mezunu artık ama aldığımız eğitimdeki koca eksikler var; Sümerler gibi ileri bir medeniyeti sadece yazıyı ilk bulanlar olarak geçiştirdiğimiz bir örnek veya din hakkında çok şey bildiğimizi zannedip esas bilinmesi gerekenleri öğrenmediğimiz de bir diğeri. Ya da cumhuriyet ilan edildi "oh" deyip kenara çekilmiş mi insanlar, inkilaplar diyoruz öyle kolay mı gelmişler hayatımıza acaba? Bunlar gibi nicesi ile karşılaşıyoruz kitapta. 
Sonra hayal kırıklığı; bu bilgiler ulaşılması öyle imkansız bilgiler değil, hiç merak etmemişim, hiç öğrenmek istememişim, hiç umurumda olmamış. Neyse ki kitap okumayı beceriyorum da arada kendimi geliştirecek bir şeyler giriyor hayatıma. 
Ve tabi ki aşkın büyüsü ve keyfi; ne de olsa "aşk toplum tarafından kabul görülen tek delilik değil miydi?" Gerçek aşkın, hani baktığında ruhunun göründüğünü hissettiğin ve kendin olmaktan vazgeçmeden/değiştirilmeden donatıldığın o güzel şeyin büyüsü...
Ülkü ile Selim mi,İlmiye ile Orhan mı, yoksa her gün maruz kaldığımız Melek'ler mi, oyunların üstünü ustaca TV ve gazetelerle örten Robert'ler mi, çocukluktan adamlığa evrildiğimiz duygunun önemini hatırlatan Ali'ler mi, hayvan insan demeden hepimizin bir bütünün parçaları olduğumuzu gösteren Yakışıklı'lar mı hangi birini anlatmalıyım bilemedim. Azra Kohen anlatmış ve bu kez öyle güzel bir şey yapmış ki film sahnesinde gibi hissediyorsunuz kendinizi; bazı sayfaların altında ilgili cümleden itibaren dinlemeniz tavsiye edilen müzik önerileri var... Aşmış diyorsunuz Azra Kohen, keşfetmiş bizi. Dinleyin onları kaçırmayın, tam o anki duygunuza, ruhunuza dokunacak o müzikler, daha anlamlanacak cümleler. 
Fi -Çi- Pi ile başlayan Aeden ile devam eden farklı anlatım, dikkat çekme, öğrenme ve farkındalık serüveni Gör Beni ile daha da anlam kazanıyor. Daha neler öğreteceksin bize, nasıl açacaksın ufkumuzu? Heyecanla bekliyorum..

Çok teşekkürler gerçekten...

Son bir cümle ile bitirmek isterim yazımı kitaptan; 
" En büyük devrim her şeye rağmen yaşamaktı. Gülmek ise her karanlığa şafaktı!"



4 Mart 2019 Pazartesi

Klasiklerden - Dava


Franz Kafka'nın bu ilginç romanı, sebepsiz açılan bir davanın garip ve absürd hikayesini konu alıyor..

Kitap Adı: Dava
Kitap Yazarı: Franz Kafka
Can Yayınları

Garip ve absürd olarak etiketledim çünkü bir banka müdür yardımcısına dava açılıyor ama sebebi söylenmiyor. Bildiğimiz standart mahkemelere değil de köhne pis arka sokaklardaki evlerin çatı katlarında yapılan duruşmalara çağırılıyor ve gitmeme ihtimali yok. Öyle bir durum ki kimse ne yargıcı biliyor ne davanın konusunu ne de ne zaman sonuçlanabileceğini. Kimi davalar 5-10 yıl sürmüş sürüncemede kalmış, kimileri hayatlarını adamış bu davalara, çok düşük bir kısmı çözülebilmiş. İkili ilişkiler giriyor devreye, mahkeme rahibinden avukatın bakıcısını kadar herkesin bir etkisi var gibi duruyor ama yok gibi de... Fazlaca garip ve bir o kadar otoriteye karşı gelen bir kitap olduğunu düşünerek tamamladım kendisini. İkili konuşmalar sırasında sıkılır gibi oluyorsunuz ama anlatmak istediği görebilmek için biraz derinlerine doğru inmeniz gerekiyor, üzerinde düşünmeniz, kendinizce yorum yapmanız, o zaman anlamlılaştırıveriyorsunuz okuduklarınızı. Bankadaki birbirinin kuyusunu kazma ilişkileri çoğumuzun şirketinde her gün yaşanılan şeyler değil mi aslında, bunca yıl emek verdiğin işinin bir yanlış yapma veya yaptığının sanılması ile yerle bir olması mümkün değil midir çoğu zaman? Küçük dev insanların dev egoları ile boğuşmalar sadece işte değil, arkadaşlıkta, daha yepyeni tanışmalarda, ailede bile karşımıza dikilmez mi? Otorite her an sebebi belirsiz yaptırımlara sebep olabilecek kocaman bir güç değil midir hayatımızda? Ve kitabı bitirdiğimde şunu düşündüm; yıllarca bu kadar çok değişimin içinde bile bu kadar çok değişmeyen şeyin olması!..
Evet sizleri klasiklerin standart karmaşık, düşündürücü,  kimi zaman ağdalı dili ile baş başa bırakıyorum bu eserle. Dava sonuçlanıyor mu dersiniz? Ölümüne...

Sevgiyle,
Ece