16 Şubat 2018 Cuma

Yağmur


Hayat zorluyor mu sizi de kimi zaman? Bıktığınız, yorulduğunuzu hissettiğiniz, hiç bir şey yokken  hıçkıra hıçkıra ağlayasınızın geldiği oluyor mu?
Bende oluyor. Yalnız mıyım, acaba sadece ben mi böyle hissediyorum yoksa?
Bilmiyorum, bu değişken ruh halimin sebebi yağmurlar olabilir belki de... Montumu giyip kafamda şapkam, ellerim cebimde hızlı adımlarla yürüyorum her yere. O minik yağmur damlası burnuma, yüzüme çarptığında durmalıyım belki de. Hızlı adımlarla yürümenin ne anlamı var ki, ne kaçıyor bu hayatta.  Arkadaşınla buluşma saatin 10 dk şaşmış ya da işe geç kalmışsın aman allahım! Ya bu sefer geç kalmışsın işte! Ne olabilir...  Önemli bir toplantı  yönetim ekibi ile yapılan. O koşturduğun 1 dk için işten mi atacaklar seni. Bu değil ki derdimiz bence. Sanki artık görmez gözler, kararmış yüzler, öylesine yaşayan kalplerle dolu sanki çevremiz, fazla sıkılgan, erken sıkılan yürekler...
Durmalı biraz... Sakinlemeli, içe dönmeli çok geç olmadan. Bana herkes der ki ne enerjiksin Ece, nereden bu neşe. Öyle miyim? Neşeli miyim ben gerçekten? Peki öyleysem neden hep göz pınarlarımda bekliyor o sular? Yağmurla beraber akıtsam onları, çok ağlayınca kururlar mı?
Hep düşünüyorum ben, hep planlar, hep bir düzen, kurallar silsilesi.
Nefes almalı arada. Bi dur demeli hırçın akan hayata...  
Meditasyon, yoga, nefes denemeliyim sanırım. Kendime dönmeliyim. Kendimi sevmeliyim, kimsenin sevemeyeceği kadar. Ben kıymet vermezsem insanlar neden versin ki bana...
Bu cümle bile gösteriyor insanları ne denli önemsediğimi, vazgeçtim ya, onlar bunlar versin diye değil, BEN için vereceğim değeri kendime.
Var mı ya Ece daha bu dünyada BEN gibi, var mı SEN gibi..
Kelebek kadar ömrümüz var zaten...


En iyisi daha hareketli şarkılar dinlemek, şarkıdan bu hüzün eminim sadece şarkıdan...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder