18 Haziran 2019 Salı

İçimizdeki bizlerin hikayesi- Vahşi Kadın'ın Yolculuğu



Bu haftanın kitabının ilginç bir adı var ama bilin ki sadece kadınlara özgü bir kitap değil, hem erkekte hem de kadında bulunan eril-dişil kişilikler ve gölgelerimizle ilgili çok eğitici bir kişisel gelişim kitabı.
                                                        Kitabın Adı: Vahşi Kadın'ın Yolculuğu
Yazarı: Didem Çivici
Ganj Yayınları

Yazar, kendini nasıl bulduğunu ve içindeki farklı kişilikleri, gölgelerini nasıl ortaya çıkardığını, bunu yaparken de kimlerden/kitaplardan etkilendiğini tüm açıklığı ile dile getiriyor. Kendini anlatırken, sizin de bilmediğiniz, bildiğiniz ancak gizlediğiniz ve hatta korktuğunuz bir çok yönünüzle karşılaşmanızı sağlıyor. Hem kendi ilişkilerimizde hem de çevremizde sıkça görmüyor muyuz mutsuz, umutsuz ve çıkmazda hisseden insanları... Ortak noktamızı farketmiş yazar ve araştırınca da şiddetsiz iletişim, gölge çalışması ve derinlik psikolojisi gibi çok farklı alanlarla karşılaşmış.

Kitaptan aldığım birkaç notu sizlerle paylaşmak istiyorum;

En çok hatırlamanız gereken; kendinle kalmak diyor, nefes almayı, kendini dinlemeyi, yavaşlamayı ve kendine alan yaratabilmeyi, kendinle açık seçik konuşabilmeyi, akıl vermek yerine durup hissetmeyi, alışkanlıklarını keşfetmeyi, yeniden ve yeniden güvenebilmeyi, yeniden ve yeniden insan olabilmeyi öğren diyor...

Önemli olanın zihin-duygu-beden bütününde ilerlemek olduğunu farketmek!

Tüm varlıklar eril ve dişil özden oluşur. Madde ve dünya ile olan ilişkimiz dişil öz, ruh ve gök ile olan ilişkimiz ise eril özümüzdür. Dişil öz bağlantı kurma, iletişim, derinlik yani bilinçdışı, eril öz ise düşünce, ifade ve bilinçle ilgilidir. Eril öz erkek demek değildir, dişil de kadın demek değildir. Her insan hem eril hem dişil özler taşır, Tao felsefesinde bunlara Yin ve Yang denir. Dengede olmaları son derece önemlidir.
Sağlıklı eril özde; kararlılık, özgürlük, netlik, odaklılık vardır örneğin, sağlıklı dişil özde ise şefkat, ahenk, ışıltı, besleyicilik vardır. Sağlıksız olanlarda agresif, kontrolcü, saldırgan, tembel, özgüven eksikliği, aşırı duygusallık, depresiflik ve bağımlılık olabilir.

Karanlıktan korkarız ama merak da ederiz çoğu zaman. Hem cezbedici hem de korkutucudur. Karanlık yenilenmenin müjdecisidir aslında diyor yazar. Kışın doğanın karanlığa çekilip baharda yenilenmesi gibi.. Karanlık getiren ışığı getirir.

Çocukluğumuz süresince kişiliğimiz gelişirken bilincimizin dışına attığımız farklı kişiliklerimiz yani gölgelerimiz de gelişir. Temel güdülerimizi bastırmak onların yok olmasını sağlamıyor, nevroz hallerinde, duygusal karmaşalarımızda, unutkanlık veya fiziksel semptomlarla tekrar karşımıza çıkabiliyorlar. Gölgelerimizin görmezden gelinerek kaybolmasını bekleyemeyiz. Kaybolmalarını ve iyileşmelerini beklememeliyiz zaten, onlara hassasiyetle yaklaşmalı ve sahiplenmeliyiz. Böylece potansiyelimizi ortaya çıkarabiliriz.
Bir şeye tepki verdiğinizde farkına varıp şuan bende ne oluyor diye sorduğunuzda gücünüzü geri kazanabilirsiniz. O tepkiyi verme sebebiniz kendi hikayelerinizdir. Bilin ki orada olan bana karşı değil, benimle birlikte oluyor. Orada merkezdeyim ve özgürlük başlıyor.

Beden farkındalığı, duygu farkındalığı, tepki farkındalığı, ihtiyaç farkındalığı, travma/karmaşa farkındalığı, gölge/bilinçdışı farkındalığı bireyleşme sürecinde bana yol gösteriyor.

Bir şeyi almak veya vermek istediğinizde kendinize sorun gerçekten almak istediğim veya vermek istediğim için mi alıp veriyorum? Yoksa altta yatan kabul görme, güvende hissetme, sevme gibi başka dinamikler mi beni yönetiyor?

Bireysel olgunlaşmanın ilk adımı beden gücünü farketmek, nefesine odaklanmaktır.


İşte yazar daha neler neler anlatıyor nasıl bizi bilinmeyenle buluşturuyor inanamazsınız. Kimine ders kitabı niteliğinde gelebilir. Bir anda bitirmek zorunda değilsiniz ama içimizde, bedenimizde, zihnimizde ve ruhumuzda neler dönüyor farkındalığını arttırmak için kitabı okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum.

Kendinizi tanıyabilmeniz dileği ile..


Sevgiler,
Ece

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder