1 Nisan 2019 Pazartesi

BağırMAyan Anneler


Nisan ayı 12 ay içerisinden en sevdiğim (doğum günü ayım olduğu için olabilir mi) :))

Bahar geliyor, havalar ısınıyor, güneş geliyor, her yana ışık saçıyor, enerji ve keyifle dolduğumu hissediyorum. İşte böyle güzel bir günde sizlerle yeni okuduğum "Bağırmayan Anneler" kitabının özetini paylaşmak istedim. Evimiz de ısınsın, çocuğumuzla aramıza güneş doğsun, aramızda buzlar varsa eriyiversin diye...

Kitabın Adı: Bağırmayan Anneler
Yazarı: Hatice Kübra Tongar
Hayy Kitap

Açık konuşmak gerekirse bu yazarın ilk kez bir kitabını okuyorum ve herhangi bir öneriye dayalı olmadan "başlığını severek" almıştım. Öncelikli belirtmek isterim ki kitap " niyet ettim bağırmayan anneliğe" tadında din kitabı hissiyatında başlıyor, aralarda da Hz. Muhammed'ten alıntılar yapıyor. Bunu özellikle belirtmek istedim çünkü bu tarz kitapları asla okumam diyenler de var aman allahım illaki okumalıyım diyenler de.. Ancak içerisinde işe yarayabilecek, farkındalık yaratacak bir çok şey de görebiliyoruz.

 Benim aklımda kalan ve en doğru bulduğum cümlelerden biri şu; evimize misafir geldiğinde kibar olan, sevgiyle ilgiyle hareket eden bizler hayatta en çok değer verdiğimiz çocuklara bağırarak onları nasıl yaraladığımızın farkında mıyız? Ya aşırı pasif (hiç kimseye hayır diyemeyen) ya da aşırı agresif (herşeye hayır deyip sinirlenen, bağırıp çağıran) çocuklar yetiştiriyoruz. Bu demek değildir ki her söylediklerini tamam olur diyelim, tam aksine kurallar koyulmalı ve bir ayna olan bizler de o kurallara uymalıyız. Söylediğimi yap yaptığımı yapma kavramı artık çok gerilerde kaldı. Biz saatlerce TV izlerken, hayır sen izleme git kitap oku demek çocukta bir kavram kargaşası yaratır. Onların da bir birey olduğunu, çocuk da olsalar duyguları, kendilerine karşı saygıları olduğunu unutmamalı, eşimize dostumuza nasıl konuşuyorsak nasıl birşey istiyorsak, aynı tavırla minnaklara da yaklaşmalıyız. Özellikle hakaret, utandırma, kıyaslama yapmayın lütfen.

Odasını mı toplamıyor, "odanı toplamadığında yerdeki oyuncaklara basıp kırma ihtimalin var haberin olsun" gibi konuşmak çok daha farklı bir etki yaratıyor. Kırılan oyuncağın yerine de hemen yenisini almıyoruz tabi ki.. 5 dk sonra televizyonu kapatıyoruz sonra da yatacağız demek çocuğu sürece hazırlamak açısından çok önemli. İş birliği ihtimalini kuvvetlendirecektir. "Koltukta zıplama" yerine "koltuk oturmak içindir" demek -me,-ma eklerini neredeyse hiç kullanmamak çocuğun yaklaşımını değiştirecektir.

Bağırmayan anne olmak bugünden yarına değişebilen bir şey değildir diyor yazar, isterseniz bir kod oluşturun siz ve çocuğunuz arasında, yardım isteyin ondan . "Kırmızı" örneğin, siz bağırmaya başladığınızda çocuğunuz size "kırmızı" desin, farkına varın onu korkuttuğunuzun, onun 2-3 katı vücudunuzla ona doğru eğilip parmak sallayarak saygı değil sadece korku yarattığınızın farkına varın. Düşünsenize size doğru böyle birşey yapıldığını, kendinizi o kişiden daha güçlü hissettiğiniz ilk anda siz de tüm o yılların öcünü almak adına benzer tavırlarda bulunmaz mısınız? Siz de ona sizi çok sinirlendirdiğinde aynı kodu uygulayabilirsiniz. Her iki taraf için de farkındalık yaratacaktır.

Bir de şundan etkilendim, ceza işe yaramaz diyor. Çünkü ceza alan çocuk yaptığı davranışın bedelini ödediğini düşünecektir. Yine yapar yine öder umrunda olmaz. Ceza alan çocuk davranışın değil, kendinin kötü olduğunu düşünür, konuşun yavrularınızla.

Son olarak öyle her şeyi de sormayın; örneğin ilaç içmek ister misin, oyuncaklarını toplar mısın değil oyuncakları toplama vakti, bu sırada ben de mutfağı toplayacağım toplam 5 dkmız var bakalım neler başarmış olacağız? gibi konuşalım..


Bence her annenin kendine alabileceği güzel cümleler ve öneriler mevcut. Bağırmayan, sevgi dolu, kırmayan ve çocuğunun çok sevdiği ve saygı duyduğu, örnek aldığı bir anne olmanızı diliyorum..

Sevgiler,
Ece


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder